1 Kasım 2012 Perşembe

etkinlik


forrest gump teaser


max weber


  




  Max Webr 21 Nisan 1864'te Thurinia'nın Erfurt kentinde Max ve Helene Weber'in çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Yedi çocuktan ilkidir. Hem anne hem baba tarafından protestandır. Protestan kökeni Weber'i büyük ölçüde etkilemiş, en büyük sosyolojik analizlerinden biri olan "Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu"nu yazmaya yöneltmiştir. Weber'in Efurt'ta avukatlık ve yargıçlık yapmış olan babası politikacı olunca ailesini 1869'da Berlin'e taşımıştır. Weber'in babası Berlin'deki siyasal kariyerine belediye meclis üyesi olarak başlamıştır. Weber'in ailesi bu sayede ayrıcaklıklı geniş bir insanlar topluluğuna katıldı. Örneğin; tarihçi Thedor Mommsen ve Wilhelm Dilthey Weberlerin evine yakın oturuyorlar ve onları ziyarete geliyorlardı. Bu ortam genç Weber'in zamanının önde gelen politikacıları ve bilginleriyle karşılaşmasına, onların tartışmalarını izlemesi ve katılmasına ve ülkeyi ilgilendiren sorunların farkına varmasına katkıda bulundu. Weber'in babası maddi başarıya önem veren, dinsel duyguları zayıfz kaba biridir. Baba Weber aileyi katı bir biçimde yönetiyordur. Kendisinden farklı düşünen gençlere hoşgörü ile yaklaşmıyordur. Ataerkil biri olarak karısının davranışlarını kontrol altına almaya çalışıyordur. Weber'in annesi ise kocasından tamamen farklıdır. Çekingen ve hassas Helene Weber dinine bağlı biridir. Sevecen ve şefkatli bir anne olan Helene Weber yine de sıkı çalışma , çilecilik ve kişisel ahlak gibi kalvinçi standartlarına bağlıydı ve bunları çocuklarına aşılamaya çalışıyordu. Birbirine uygun olmayan karı-koca evliliklerinde sürekli kavga ediyordu. Bu çatışma Weber'i hayatı boyunca etkilemiştir. Weber hastalıklı bir çocuktu. 2 yaşında menenjite yakalandı ve bu olay onun fiziksel gelişimini ve gücünü zayıflattı. Ancak Weber zihinsel bakımdan erken gelişmişti. Erken ergenlik döneminde çok kitap okumuş ve kendine özgü düşünsel ilkeler geliştirmişti. 13 yaşında tarih denemeleri yazmıştır. 15 yaşında okumalarını uzun notlar alarak sürdürüyor, dengeli ve ölçülü cümleler kullanmaya özen gösteriyordu. 1882'de liseyi bitiren Weber ardından Heidelberg Üniversitesi'ne kaydoldu. Babası gibi mesleki eğitim alanı olarak hukuku seçti. 1883'te bir yıl zorunlu askerlik hizmeti yaptı. Askerliğini bitirdikten sonra Weber Berlin Üniversitesi'ne kaydolur ve ailesi ile yaşamaya başlar. Burada bir kaç yıl kaldı. Babasına mali açıdan bağımlı olan Weber hukuk stajını tamamladığı dönemde giderek ondan soğumaya ve onu suçlamaya başladı. 1892'de Berlin Üniversitesi'nde öğretmenlik yapmaya başladı. Aynı dönemde kuzeni Marianne Schnitger'le evlenir. Çift 1894'te Weber'in ekonomi politik profesörü olarak atandığı Freiburg'a taşınır. Weber sonraki birkaç yıl yıpratıcı akademik, hukuki ve siyasal bir program sürdürür. Bu arada Weber'in annesi Helene genellikle çocuklarını ve onların ailesini her yıl birkaç haftalığına ziyaret ederdi. Ancak Weber'in babası karısının hareketlerini kontrol etmesi gerektiği düşüncesiyle bu ziyaretler konusunda güçlük çıkarıyordu. Yaz boyunca baba-oğul bu konuda şiddetle tartıştılar ancak bir uzlaşmaya varamadılar. Kısa bir süre sonra da Weber'in babası öldü. Weber, babası ölünce, babasına karşı bu düşmanca çıkışının asla onarılamayacak bir suç olduğunu düşünür ve kendisini güçsüz süşüren, bir depresyona girer. Psikoterapinin bilinmediği bu dönemde zihinsel bir çöküntü içinde olanlar için tek tedavi yolu dinlenme ve gevşemeydi. Weber yaklaşık 6 yıl çok az çalıştı. Geçimini miras kalan parayla sürdüren Weber bu depresyon döneminde belirli aralıklarla, tedavi amacıyla geziler yaptı. 1900'de Heidelberg Üniversitesi'nden emekli oldu. Toplam 20 yıl ders vermedi.

      Weber 1903 başında kendini tekrar yazarken buldu. İlk olarak Alman tarihsel iktisatçı Wilhelm Roscher ve Karl Knies'i eleştiren zahmetli bir çalışma yayınladı. Kısa bir süre sonra önemli metodolojik bir makale "Sosyal Bilimlerde ve Kamu Politikasında Nesnellik"i yazıd. Bu yazıyı 1904 ve 1905'te yazılan Weber dendiğinde genellikle ilk akla gelen kitap "Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu" izler. Bu son iki çalışma Weber'in kendini bizzat sosyolog olarak gördüğü dönemin başlangıç noktasıdır. Artık kendini doğrudan bilimsel çalışmalara adayan Weber 1906-1914 yılları arasında araştırmalarını ve yazılarını sürdürür. Din, kentlerin kökeni, sosyal bilimler metodolojisi üzerine araştırmalar yapar, bir dizi kitap ve makale yayınlar. Weber 1910'da Alman Sosyoloji Derneği'nin kurulmasına yardımcı oldu ve derneğin birkaç yıl sekreterliğini yaptı. Bu dönemde sosyolojinin doğası, özellikle sosyal araştırmada nesnelliğin önemi üzerine görüşlerini yayınladı.
      Weber 1920 yazında zatürreye yakalanır ve 14 Haziranda ölür.

KARL MARX VE MAX WEBER

1- Marx, konulara makrososyoloji, Weber ise mikrososyoloji açıdan bakar.
2- Marx, topluma, toplumlara önem verir, Weber ise birey ve gruplara önem verir.
3- Marx'a ekonomik koşullar üretim araçlarının mülkiyetine bağlıdır. Weber ise ekonomik koşullara önem verir. Ancak mülkiyet konusunda bir açılık getirmemiştir.
4- Marx, sosyal farklılaşmada sınıflaşmayı ele alır. Hiyerarşik farklılıkları sosyal sınıflara bağlar. Weber ise hiyerarşiyi sınıflandırır.
5- Marx, sınıf farkının ortadan kalkması için devrimi gerekli görür. Weber ise piyasa eknomisinin olmadığı yerlerde sınıf farkının olmayacağını, piyasa ekonomisi süreceğine göre de sınıf farklılığının olacağını ileri sürer.
6- Marx'a göre sınıflar arasında çatışma vardır ve bu çatışmada uzlaşma söz konusu değildir. Weber'e göre ise sınıf çatışmasında uzlaşmalar olmaktadır.
7- Marx devlete, Weber ise iktidara önem verir.